Hayattayım, yürüyordum, yaşa takıldım düştüm; hayır, kalktım. Yaşa takılıp düşme ameliyesinde olanlar, yaşın aradan kalkmasıyla, düştüler, oyun dışı kaldılar, rahata erdiler… Benim gibi birkaç ayla veya fazlasıyla takılanlar ise; “Size meşakkatte büyük rahat var. Zira, fıtratı müteheyyiç olan insanın rahatı yalnız sa’y ve cidaldedir.”[1] deyip işi altmışa bağladılar…
Durmak yok, yola devam…
Radyosu açık araçtan “Ben yoruldum hayat” şarkısının sözleri yükseliyordu; onaylayan tavırlarla direksiyon sallayan adam da belli ki takılıp düş/e/meyenlerdendi. Esef mi duymalıydı, yoksa şükür mü etmeliydi, kararsızdı.
İki minare arasındaki mahyada parlayan ayete baktı, aracı kullanan adama bakan âdem; şöyle diyordu: “O hâlde boş kaldığın zaman, hemen (başka bir işe giriş) yorul!”[2]
Bu da işi altmış altıya bağlayanlardandı. İki lam, bir elif, bir he…
İstanbul’da aşk bir başkadır deyip, hû meclislerine akan gönül zenginliğiyle yürüdü yoluna, ta akşama değin, “değmen benim gamlı yaslı gönlüme” diye diye…
Yaşa takılma dedi, şair; hepimiz ölecek yaştayız.
Yaşa takılma dedi, Süfyan b. Uyeyne’yi küçük yaşına rağmen ilim meclisine getiren hocası; onun yetiştiği ortam da zekâsı da başkasına benzemez…
Yaşa takılma dedi, yetmiş beş yaşındaki arama kurtarma gönüllüsü adam; ben hala dincim ve bedenimin zekatını vermek istiyorum, hala iş yapabiliyorken bunu başkasına faydalı olanda kullanmak istiyorum…
Yaşa takılma dedi, ecel birdir değişmez; ne bir an ileri ne bir an geri…
Rahmet zahmettedir dedi, zahmet rahmetin bir noktası olur çok çok; bir fiskeyle uçar, gider. Gayret gerek ere, hangi rütbede olduğun fark etmez, yeter ki asker olduğunu bil. “Er kişi niyetine” cümlesiyle söylenecek biten hayat beyanının ifadesiyle rabt olabilirsen eğer askere, komutana, Rabbine, bir ordu kadar güçlü olabilirsin, bütün engellere.
Biliyor ve inanıyoruz ki “Bir adamın kıymeti himmeti nispetindedir. Kimin himmeti milleti ise, o kimse tek başıyla bir millettir.”[3]
Yaşa takılma, duanın -sadece kavli değil, hali ve fiili de olması gerektiğini bilene- açamayacağı kapı yoktur.
Yaşa takılma ve yine hatırla ki “İnsanoğlunun elindeki tek iktidar duadır.”
Dua ibadetin özüdür.
Öz, hayattır.
İnsan hayata en özel aynadır.
Henüz hayattayken yaşa takılma!
Âna odaklan ve yaşa.
At sırtında, cenk meydanında vefatı arayan sultanları, ilim meclislerinde son nefese kadar gayret eden gönül sultanlarını, “Yarın kıyametin kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikiniz.”[4] hadisini hatırla.
İnsan dünyaya durmaya değil, kendisini en ileriye götürecek çalışmaya geldi.
Unutma!
[1] https://oku.risale.online/mektubat/munazarat#429
[2] İnşirah Suresi, 7
[3] https://oku.risale.online/mektubat/hutbe-i-samiye#459
[4] Buharî, el-Edebül-Müfred s. 168
Allah razı olsun hocam çok güze
BeğenBeğen
Allah razı olsun Rabbim kalemlerinizden çıkan her harfe milyonlarla dahi ölcülemeyecek kadar çok sevaplar ihsan eylesin inşaAllah
BeğenBeğen