TARİH VERİLDİ

Bir ara ev fiyatlarına bakarken bir ilanla karşılaşmıştım. Şöyle diyordu: Macera parka on adım ve Koru evlerini görüyor. İlk gördüğümde bi afalladım. Bilmem ne evlerini görüyor olmasını anlayamamıştım. Deniz görür, boğaza bakar, ulaşım ve sosyal alanlara yakındır falan neyse de şu evlere yakın ne demek, diye söylenmiştim…

Meğer vatandaş, görüyor dediği evlere bir değer/anlam biçmiş, kendi otuz yıllık evini de onların gölgesi üzerinden fiyatlandırıp satmaya çalışıyor, yersen…

Neyse, bu aralar hemen her gün bir haber geliyor önümüze, haber sitelerinde: tarih verildi.

Aynı sitelerin söylediğine göre, vatandaş olarak hepimiz İstanbul’a kar yağacak mı, ne zaman yağacak merakındaymışız. Anlaşılan, bu merakı canlı tutmakla habere tıklatmak adına da her gün, tarih verildi diyerek bir manşetle karşılanıyoruz. Hadi merak ettiniz, tıkladınız. Peki, haberde ne var? Ardahan, Kars, Muş civarlarında kar göründü… İstanbul neresinde bu işin? Eh, bu gidişle İstanbul’a da gelir elbet.

*

Hani bir fıkra var. Temel Dursun’a, Sana bi bilmece soracağum. Sor uşağum. Kafeste yaşar, cik cik diye öter, saridur, nedir bu? Kanarya! Değul. Papağan? Yok. Serçe? Değul uşağum! E nedur o zaman, bilemedum. Hamsi daaa hamsi! 

Ula Temel, hamsinin kafeste ne işi var? Ben koydum. Ula hamsi sari mi olur? Ben boyadum. Uşağum iyide hamsi cik cik diye öter mi hiç?  Ula Dursun o kadar da şaşurtmaca olsun daa…

*

Yahu arkadaş bir tık için değer mi?

Bu, vatandaşa yapılır mı?

Sırf senin reklam gelirine katkı sağlayacağız diye yapılan bu habercilik adı altındaki eziyet bizlere reva mı?

E, ne yapalım, karşıdaki sitenin bir dairesi mantığında otuz yıllık diğer karşıdaki evini pazarlayan amcanın yaşadığı şu dünyada habercilik de böyle oluyor…

Mevsimi gelir, kış da gelir. Kar da yağar. Yağarsa da ona göre bakarız. Her sene böyle yapıyoruz. 

Bu akşam yine karşıma çıktı. Yine tıkladım. Canım da sıkıldı. Kendime tabi. Yine aynı tuzağa düştüm diye. 

Bu arada, başka gelecek neler var diye zihnim kendi dünyasında gezinirken, karşıma kocaman bir ecel yazısı çıktı. Evet, gelmesi muhakkak bir konu varsa o da ecelimdi.

Ne var ki onun da tarihi benim bilgim dahilinde değil!

Ya olsaydı? Haber siteleri ana manşetlerin içine her gün koyup “Şu tarihte öleceksin” deseydi neler olurdu acaba?

Herhalde hayat yaşanmaz hale gelirdi. Ya da okuduğum bir kitapta şöyle diyordu, hayatın ilk yarısı dünyadan kam almakla geçer, kalan diğer yarısı da pişmanlık ve korku içinde… Ecelin gizli olması, bizi hayata bağlayan en önemli şeylerden birisi gibi. 

Yani ecel, dünya ahiret terazimizi dengede tutan şey. 

Bu arada insanı ölümden koruyan ecelidir. Haber sitelerinin karşı site gölgesinde kendi bayat dairesini satma derdindeki adam formatlı haberciliği ile her gün ölmektense, zamanı belli olmayan ecelin dengelediği dünya hayatında yarın ölecek gibi ahirete, hiç ölmeyecekmiş gibi ahiretin mezrası olan dünyaya gayret etmek daha iyi olur.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s