KELEBEĞE DİRENEN RÜZGÂR

Bugün yerini karayele bıraksa da iki gündür lodos gündemimizdi. Neredeyse terleten sıcaklığının yanında çatıları söküp götüren enerjisi hepimizi tedirgin etti. Bir gün süreyle okullar İstanbul’da tatil edilirken, motokuryelik hizmeti yapan araçların trafiğe çıkması yasaklandı.

Medyalaşan sosyalliğimizin tezahür mekânı olan sosyal medya araçlarında uçan çatıları dehşet içinde ve köprüyü geçmeye çalışan motokuryelere siperlik yapan otobüsleri lodos sıcaklığında izledik. Motokuryelere hüzünle ama otobüs görselinde şoförlerine takdirle baktık.

Altı üstü bir rüzgâr demeden, rüzgârın hayatın akışını nasıl da değiştirebilen bir güç olduğunu iki gün boyunca tekrar fark ettik. “Kontrolsüz güç güç değildir” sözünü hatırladınız mı bu süreçte bilmem. “Daha fazlası olsa ne olurdu?” cümlesi aklımıza geldikçe belki de çoğumuz “Allah muhafaza etsin” de dedik. Rüzgârdan muzadrip olurken, yaramazlık yaptığından bahisle azar da işitse yine annesinin kucağına koşan çocuk misali Rabbimize yöneldik.

Şaka gerçek bir video da yer aldı sosyal medyada. Mevzubahis şahsın kaydettiği videoda geçen cümleler şöyle sıralandı kulağımızda:

“Motosiklet kullanan arkadaşlar, biraz evvel Boğaz Köprüsü’nden motosikletle geçtim. Aşırı derecede rüzgâr var. Denize uçmamak için çok çaba sarf ettim. Sakın ha Boğaz Köprüsü’nden geçmeyin. Bakın ben ateist bir insanım. Köprünün ortalarına doğru kelime-i şehadet getirdim. Köprünün sonunda la havle vela kuvvete suresini okuyordum. Köprüye ateist olarak girdim Müslüman olarak çıktım. Köprüden geçecekseniz bir daha düşünün.”

Köprü ve tehlikesi sırat köprüsünü çağrıştırdı pek çok kimsede. Espriyle de olsa, video öylesine çekilmiş de olsa (bilemiyorum) dikkatlerimizi çekiş şekline göre bir hizmeti oldu. Farkındalığımızı artıran lodosun beraberinde gelen söz/hareket/halin çağrışımlarıyla farklı konulara odaklandık. Her şeyin ne kadar da pamuk ipliğine bağlı olduğunu ama diğer taraftan her şeyin ne kadar dengede ve kontrollü hareket ettiğini de gördük.

Bir günlük ömrüyle, dokunduğunuzda dokusu elinize çıkıveren narinliğiyle tutunduğu dalda rüzgâra meydan okuyan kelebeğin, sadece dala değil, aslında nasıl bir kudretin eline yapıştığı farkındalığıyla mevcudiyetimizin zayıf ama kudreti sonsuz bir varlığa bağlı olduğunu bir kez daha anlamış olduk.

Rüzgâr da bir memur neticede diyerek, emir almadıkça kelebeğe bile güç yetiremeyeceğini bir kez daha “Allahu Ekber” lafz-ı mübarekiyle ifade ettik.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s