Geçenlerde gözüme çarptı fotoğrafa yansıyan şu tablo. Bizlerin haline benzediğine kanaat ettim. Zira hepimiz yoldayız ve yüklerimiz var. En ihtiyaç duyduğumuz şeylerden birisi de destek; arkadaşımızın, eşimizin, yoldaşımızın, dostumuzun, ekibimizin… desteği.
Sene 610… Peygamber Efendimiz (sav) ilk vahiy geldiğinde, vahyin haşyetinden sarsılmış olarak eve gelmiş, “Beni örtünüz” demiş, bir müddet dinlendikten sonra en büyük destekçisi Hz. Hatice’ye hitaben, “Ya Hatice! Bana şimdi kim inanır?” diye sormuştu.
O mübarek validemiz, “Allah’a kasem ederim ki, Allah seni hiçbir vakit utandırmaz (mahcup etmez). Çünkü Sen, akrabanı himâye edersin, işini görmekten âciz olanların ağırlığını yüklenirsin, fukaraya infak eder, kimsenin yapamayacağı kadar iyilikte bulunursun, misafire ikram edersin, Hak yolunda zuhur eden hâdiselerde (halka) yardım edersin…
Ey Allah’ın Elçisi! Seni (evvelâ) ben kabul ve tasdik ederim. Allah yoluna önce beni dâvet et!” diyerek kendisini ilk tasdik eden ve ilk destekleyen olmuştu.
Sene 1900’lerin ikinci çeyreği… Üstad Bediüzzaman Hazretleri yatsı vakitlerinde Şamlı Hafız Tevfik Abinin kapısını çaldı ve 32. Sözü verdi; “Sabah namazında alırım” diye de ekledi. “Baş üstüne Üstadım” diyerek eseri alan Şamlı Hafız Tevfik mübarek, kapıyı kapattıktan sonra yetişir mi endişesiyle ruhu daralmışken hanımı yanına gelip sıkıntısını sordu. O da olanı hikâye dince, “Sen canını sıkma, ben çayını demlerim, sen de yazarsın” diye mukabele etti.
Sabah namazı vakti -denildiği üzere- Üstad kapıyı çaldı ve kapıyı açan Hafız Tevfik ağabeye, “Eserim!” dedi, kararlı ve vakur. O da “Buyur Üstadım” deyip eseri verdi. Bu kez Üstad Hazretleri rahmet yüklü ses tonuyla, “Seni almadan cennete gitmem” dedi.
Örnekler çoğaltılabilir. Biliyoruz ki rahmet yüklü nice hizmetler/çalışmalar/gayretler ve bunları omuzunda ihsan-ı İlahi olarak gören nice insanlar elbette var ve olmaya devam edecek. İnsanın iki yarısında biri nefis ve şeytan, içinde bulunduğumuz dünya şartları, imtihanlar ve muzır maniler de elbette olacak ve olmaya devam edecek. Bu noktada Allah’ın rahmet ve kudretiyle birlikte bahsi geçen omuzdaşlar olmazsa olmazdır, velev Peygamber olsa…
Maksatta, amaçta ve hedefte bir olan bütün ehl-i iman ve aynı hizmette gayret eden insanları neticede birleştirecek şey, birbirlerine verecekleri destekten başka bir şey değildir. İhlas, ittifak, tesanüd rahmet-i ilahiyeyi ve hayırla neticeye ulaşması sağlayan en büyük amildir.
Ve her kim olursa olsun maddi-manevi en çok da manevi desteğe ihtiyacı vardır. Zira yol yokuş ve yük ağır.
Kamyonun kepçeye, kepçenin kamyona…
Göçmen kuşlarda başta uçana da arkada uçana da…
Bir organizasyonda çay demleyene de ceo’luk yapana ve birbirlerine…
Komşu komşunun külüne’den, bir elin nesi var, iki elin sesi vara varıncaya kadar birlik ve beraberliğe.
Bulunuşluk ifade eden bu birlik ve beraberlikte de anlayışa, sabra, iyiliği tavsiyeye, isar hasletine, ihlasa, diğerkamlığa… İhtiyaç var.