Bugün Akit TV’de Eğitim Atlası programına misafirdim. Açıkçası ani gelişti, ben de kırmadım; iyi de oldu, benim açımdan güzel bir cumartesi sohbetiydi.
Yukarıdaki cümleyi ilk defa kurduğumu fark ettim ve de zevk ettim. Yıllarca şu cümleyi okumuşluğum vardı, “İnsanın vazife-i fıtriyesi, taallümle tekemmüldür, dua ile ubudiyettir.”[1] Fakat eğitim insanidir cümlesi, dediğim gibi ilk defa kurduğum ve zevk ettiğim bir cümleydi.
Bunun üzerine biraz daha düşünme fırsatım oldu, dönüş yolunda ve sonrasında. Zihnimden geçenleri de her zaman olduğu gibi buraya kaydediyor ve sizlerle paylaşıyorum.
İnsan için öğrenmek amelden/işten önce gelir. İnsan öğrenen bir varlıktır. Öğrenmek fıtratına yerleştirilmiş ve hayatı boyunca hep yanında olagelmiştir. İlk insan Hz. Âdem’e yaratılıştan sonra ilk önce isimler öğretilmiştir. İlk insan ve ilk peygamber olarak on sayfa verilmiş öğrenme ve öğretmekle tavzif edilmiştir.
Eğitim Ortamdır
Eğitim insanidir ve insanladır. İlk eğitim ailede başlar. Aile en başta ortamdır. Eğitimde ortamın varlığı olmazsa olmazdır; zira din nasihattir ama insanın eğitimi etkileşimledir. Kur’an’da, söylenen, söyleyenin söylediğini yapmasıyla tekit ve ikaz edilmiş ve “Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?” denilmiştir.[2]
Çocuklar ve muhataplar sözünü fiiliyle teyit ve tekit edenden ders alırlar. Yoksa nasihatin kıymeti olmaz. Binaenaleyh ilk okulumuz olan ailede anne-babalar çocuklarına muhakkak güzel nasihatlerde bulunacaklardır, lakin asıl öğrenme, yaptıkları olacaktır. Zira çocuklar ebeveynlerinin ayak izlerini takip ederler.
DİKKAT: Çocuğunuzun nasıl olmasını istiyorsanız, siz öyle olun; onlar da öyle olacaklardır.
Bu, diğer eğitim dönemleri için de böyledir. Yani öğretmen, üstad, hoca kim olursa olsun, muhatabı yine ağızdan çıkanın elde/halde de görünüp görünmediğine bakacaktır.
Ortamın insan için bir başka yönü de ortamdakilerin birbirinin boyasıyla boyanmasıdır. Sohbette inikas ve insibağ vardır. Halleşme/etkileşim asıl olandır. Bunu da sağlayacak ortamdır/yüz yüzeliktir. Ondandır ki gözden ırak olan gönülden de ırak olur, biraz da bunun için söylenmiştir.
Aynı ortamı paylaşan diğer kişilerin halleri de eğitimin önemli parçası olacaktır. Bundan dolayıdır ki kötü arkadaş kötülenmiş ve “Kötü arkadaştan sakın! Onunla tanınacağından şüphen olmasın.”[3] denilmiştir.
Eğitimden Maksat Nedir?
Dünyaya hükmetmek mi, dünyayı yaratanın önümüze bir kitap gibi açtığı bu güzellikleri yaratan hesabına okuyup anlamak ve ona göre amel etmek mi?
Bu sual burada bi dursun.
Eğitim, muhatabın hallerinin süreç sonunda iyi yönde değişmesini hedefler. İyi nedir, kötü nedir? Bunu insanlara sorarsanız insanlar kadar cevabı olur. Bunun cevabı, vahiyde ve vahye mazhar olan peygamberlerde ve tabii ki son peygamber Hz. Muhammed (sav)’dedir.
Eğitim insanidir demiştik ta en başta. İnsan (doğru) eğitimi almazsa cahil ve zalim olacaktır.[4] Zira insan, diğer varlıklar içerisinde (sinekten böceğe, ağaçtan taşa) en cahil olandır. Sair varlıklar dünyaya eğitimli olarak gelirler ve verilen vazifelerini yaparlar. İnsan hayatına lüzumlu olan her şeyle beraber, gerçek vazifesini de öğrenmelidir. Bu da bir sürece matuftur. İnsanın eğitimi de hem bunlara muhatap olmak hem de süreçte savrulmamak üzerinedir. Muallim, hoca, öğretmen, ana-baba da işte burada durmalı ve yol açan, yön gösteren, iyiye sevk eden olmalıdır.
Eğitimde Öğrenci Özne Olmalıdır
Eğitim bir yarış süreci olmaktan çıkıp, kişinin kendisini gerçekleştirme süreci olarak görüldüğünde ve buna göre imkân ve ortamlar oluşturulduğunda hakiki eğitim gerçekleşebilir kanaatim.
Okul ve bina içilik bugün için olmazsa olmaz belki ama eğitim hangi alanda ise onun alanında olmakla gerçek şahsiyetini bulabilir. İmam-Hatip camide, teknik eğitim sanayide, sosyal bilimler insanla iç içe, dil eğitimi olması gereken yerde, tarih tarihi mekanlar ve terakümün olduğu yerlerde ya da ortamın oluşturulmasıyla kendini bulur. Değilse eğitim, şişenin üzerinden bal yalamak kadar aldatıcı ve yanıltıcı olmaktan öteye geçemez.
Bu anlamda eğitimin en zevkli dönemi okul öncesidir çocuklar için. Çünkü çocuk bu dönemde öznedir. Dinlerken bile bir şeyler yapar çocuk. Beş duyu organın eğitime katıldığı en önemli alandır, bu eğitim dönemi ve yaşı. Yapabilsek de diğer sınıflar için de benzer bir yapı oluşabilse ne güzel olurdu…
Eğitim İnsanın Kendisini Keşfetmesidir
Hz. Yunus ne diyordu: “İlim ilim bilmektir / İlim kendin bilmektir / Sen kendini bilmezsin / Ya nice okumaktır.”
Okumanın da bilmenin de anahtarı insandır. Şeyh Galip bunu şu veciz satırlarla ifade etmiştir: “Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen / Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen” (Kendine dikkatlice bir bak; sen âlemin özüsün / Sen varlıkların gözbebeği olan insansın.)
Demem o ki eğitimin temelinde insan vardır. Öğreneceği ilk şey de kendisidir. Zira kendini bilen Rabbini de kâinatı da bilir. Varlıktan maksat da zaten var edeni bulmak/bilmek değil midir?
[1] Sözler Mecmuası, 107 https://kulliyat.risale.online/risale-i-nur/latince-sozler-107
[2] Saf Suresi, 2
[3] Feyzü’l-Kadir, 3/118, no: 2890
[4] Ahzab Suresi, 72