MESULİYETİMİZİ MÜDRİK MİYİZ?

Rabbimiz Bakara Suresi 216. ayette bizi ikaz ediyor ve şöyle beyan ediyor: “Olur ki, bir şeyden hoşlanmazsınız ama, o sizin için hayırlıdır. Ve olur ki bir şeyi (de) seversiniz, hâlbuki o sizin için bir şerdir. Allah ise (sizin için hayır olanı) bilir de siz bilmezsiniz.”

Etrafımıza baktığımızda bu hali sıklıkla yaşadığımıza şahit oluruz. Bize göre olumsuz gözüken çok şeyler canımızı sıkarken, bir de bakmışız ki o şey, milletimiz ve memleketimiz için çok güzellikleri içinde barındırıyor.

Şu aralar en göz önünde bulunan mesele virüs. Olumsuz tarafları sayılabilir elbette. Fakat esas itibariyle bakıldığında, belge okuma bölümüne de mevzu olan iyiliği emretmek ve kötülükten nehy etmek konusunda tam bir vazifeli gibi gözükmektedir. Bizi millet olarak çalışmaya sevk ederken, diğer taraftan pek çok kötü şeyden de uzaklaştırmıştır.

Savaş en istenmeyen şeydir. Lakin dünya hayatının da bir gerçeğidir. Yukarıya aldığımız ayetin baş tarafı “(Ey müminler!) O, hoşunuza gitmediği hâlde savaş size farz kılındı.” ifadelerini içerir. Zahiri bizim için kötü gibi gözükse de netice de hayırların murat olduğu beyan edilir.

Bugün memleket olarak dört tarafımızdan farklı unsurlarla imtihan edildiğimiz vakıadır. Ne var ki gün geçtikçe bağımlılıktan kurtulmaya, kendimize ait üretimlerle buluşmaya devam ediyoruz. İtildiğimiz tüketim toplumu modelinden hızla üretim modeli yapıya doğru ilerliyoruz. Sürüklendiğimiz cendereden çıkıyoruz.

Bu halin sadece maddi meseleler de değil, bizi biz yapan değerlerimiz için de aynısının olması dua ve temennimizdir. Asırlarca adalet ve rahmetle hükümet etmiş bir devletin varisleri olarak o dönemlerin manevi boyasıyla boyanmak elbette olmazsa olmazımız olacaktır.

Suriye meselesinde aldığımız tavır bize pek çok şeyler öğretirken, dünyaya da insanlığın ne olduğun gösterdi. Askeri anlamda literatüre geçecek çalışmalar, daha da ilerisi için bir anlamda teşvik unsuru oldu. 

Şimdi dostların da düşmanların da gözü üzerimizde. Bize düşen adalet sınırlarını aşmadan elimizden geleni ortaya koymakla Rabbimizden en iyisini istemektir. Maddi anlamda terakki ederken, manevi olarak da toparlanmak esastır. Bu ikisinin mezci müspet yönde bütün dünyanın da kaderini değiştirecektir inşallah.

Biliyoruz ki, eğer bizler İslam ahlakının ve iman hakikatlerinin bize katacağı kemalatı her işimizde gösterebilsek, sair dinlerin bağlıları ve belki de kıtalar ve devletler İslamiyet’e girecekler, dünyayı daha yaşanılır hale getireceklerdir.

*Osmanlıca Eğitim ve Kültür Dergisi, Ağustos 2020

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s