KUR’AN

Pek çoğumuzun ilk muhatap olduğu kitap elifbaydı. Cami veya Kur’an kurslarına gider, “Elif, Be…” diye başlar, Kur’an’ın iklimine açılan yolda ilk adımı atardık, attık…

Evden getirip götürenlerimiz için saplı çantalar vardı. Boynumuza asardık. O çanta iki sene kaldı bende. Ertesi sene okul başladığında o çanta ile bir sene boyunca ilk mektebin kapısına kadar gidip geri geldiğimi bilirim. Beni okula o çanta taşıdı. Her sabah gider, kapıdan dönerdim; yaşım küçük diye okula almazlardı çünkü. Ama ben her gün gitmeye devam ettim. Ta ki altı yaşında okula başlayıncaya kadar…

Neyse…

Elifba kitapçığını, ilerleyen günlerde ise Kur’an-ı Kerimi göbek hizasından aşağı düşürmemek için azami dikkat ederdik. Büyüklerimiz böyle tembihlemişti. Biz de öyle öğrenmiş, öyle iman etmiş ve öyle davranmıştık.

Muhatap olmadan önce abdestimizi alır, madden ve manen temizlenirdik. Çünkü Rabbimiz Vakıa Suresi 79’da “Ona ancak temizlenmiş olan kimseler dokunur.” buyurmuştu…

Kur’an’ın Allah kelamı olduğunu, son ilahi kitap olduğunu, mukaddes olduğunu, hayat rehberimiz olduğunu, ona saygının insan olmayla denk olduğunu yine o zaman, o küçük adımlarımızla camiye gidip gelirken öğrenmiştik…

Önünde diz çökerek okumayı, tertile dikkat etmeyi, “Kalbinde Kur’an’dan bir miktar bulunmayan kimse harap ev gibidir.”[1] hadisi muvacehesinde hafızamıza küçük küçük kayıtlar almayı da evet, o zamanlar kotarmıştık.

Okul boyu yanımızdaydı Kur’an’ımız. Askerde de elimizin altındaydı. 28 Şubat’ta onun sıcaklığıyla nefes aldık, askeriyenin koğuşlarında. Eşimizin çeyizine de koyduk. Çocuklarımıza da zamanı geldi, verdik. Bizim yaşadıklarımızı bir de onlarla yaşadık. Artık önümüzde bulunan büyüklere bedel, onların yanında bizler vardık…

Gregoryus’u ilk duyduğumda canım sıkılmıştı, Kur’an namına. Müslümanların ellerinden alınmadan olmaz, diyordu. Churchill, Müslümanları Kur’an denizinde yüzen yani ancak orada yaşayıp nefes alabilen balıklara benzetiyordu, haklıydı. Müslümanları yenmenin tek yolunun da havuzun suyunu boşaltmaktan yani Kur’an’ı ellerinden almak olduğundan bahsediyordu.

Hele Tahir Paşanın konağında Gladston’un haberini okuyan Bediüzzaman Hazretlerinin feveranı, hiddeti. Evet, hiddet duyulmalıydı. Zira İngiliz sömürgeler bakanı Müslümanlar için “Ya Kur’an’ı ellerinden almalı veya onları Kuran’dan uzaklaştırmalıyız.” diyordu. Buna bedel Bediüzzaman, “Kur’an’ın sönmez ve söndürülmez bir nur olduğunu bütün dünyaya ispat edeceğim” demiş ve hayatını Kur’an’a vakfetmişti. Öyle de yapmıştı. İyi ki de yapmıştı…

Şimdi!..

Her sene okullarda seçmeli ders mevzuu gündeme geliyor. Her sene çocuklarımız seçsin, denizinde yüzdüğümüz Kur’an’a muhatap olsunlar diye hep beraber çabalıyoruz. Peki, nerede yanlış yapıyoruz da acaba, Antalya Serik’te on birinci sınıfa giden bir genç Kur’an’a tekme atıyor? Hangi saikle bir de bunu sosyal medyada yayınlıyor?

Allah’ım sen bizi affet!

Gençlerimizi konuştuğumuz kadar onlarla konuşmuyoruz. Onlarla ilgilenemiyoruz. Yanlarında oturuyoruz belki ama ayrı alemlerde yaşıyoruz. Mesleğimizi, kültürümüzü, dinimizi, inancımızı aktardık zannediyoruz belki, ama -sanki- gerçekte bunu yapamıyoruz…

Göz göre göre neslimiz tiktokçuların, instagramcıların, yutupçuların insafında eriyip gidiyor. Haz, hız, gösteriş ve israf malzemesi olarak bir nesil tükeniyor. Okullara koymakla çözdüğümüzü, olduklarını zannettiğimiz evlatlarımız…

Çok beğeni alacağını zannettiği videoyla bir sürü beddua kazanan o çocuğu ve hareketini izlerken hepimizin içi burkuldu, değil mi? Ben ikinci defa bakamadım. Canım sıkıldı. Sadece çocuğa ve hareketine değil; kendime, eğitime, okula, aileye, geldiğimiz duruma, bir şey yap/a/mamaya vs…

Ancak Yunus (as)’ı hatırladım ve onun duasıyla Allah’a sığındım. “Senden başka ilâh yoktur; seni tenzîh ederim! Gerçekten ben (nefsine) zulmedenlerden oldum!”[2]

Hasbünallah ve nime’l-vekil…


[1] Tirmizî, Fazâilü’l-Kur’ân 18. Ayrıca bk. Dârimî, Fezâilü’l-Kur’ân 1; Ahmed İbni Hanbel, Müsned, I, 223

[2] Enbiya, 87

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s