TEMİZLİK VAR MİLLET, KOŞUN

Bugün bir büyüğüm arayıp akşam gördüğü rüyayı anlattı. Hayrolsun deyip dinledim ben de. Rüya şöyle. Anadolu’nun güzel bir ilçesinde, serin suları akan çeşmelerin olduğu bir tenezzüh yerindeymişiz. Ortam çok güzel olmakla beraber, etrafta insan tersleri ve buna bağlı olarak da nahoş bir koku varmış. Nasıl böyle nezih bir yerde böyle çirkin görüntüler ve pis kokular var diye hayıflanmış. 

Onun o serzenişini işiten başka birisi, “Abi” demiş, -beni kastederek- “Metin Abiye söyleyin, o etrafı temizletir.”

Rüyayı anlatan büyüğüm, yorumunu da ekledi; yapılan hizmetlerden söz açtı, dua etti. Ben de “Âmin” dedim ve içime döndüm. Ses tonundan anlaşılıyordu ki rahatsızdı. Ona o anda hissiyatımı anlatamadım ama hissettiğim şeyin zihnimden kaybolup gitmesini istemedim.  Binaenaleyh kendimde oluşan hissiyatı ona anlatamadım ama yazdıklarım yaşadıklarımdır diyerek kalıcı olsun istedim ve yaşadığımı buraya yazdım.

Evet, rüyayı dinlerken zihnime hücum eden bir rivayet vardı ve sürekli beni oraya taşıyordu. Rivayet şu:

Adamın birisi bir şeyhe bende olmak üzere huzuruna çıkmak ister. Hali perişan olsa gerek ki müridan huzura çıksın istemezler. Ne var ki olacak olur ve huzura çıkar. Niyetini ve arzusunu şeyh efendiye arz eder. O da sadece “git, mescidi temizle” buyurur.

O vatandaş mescide gider. Bir süre bekler, sonra da bir daha onu gören olmaz. Müritlerin canı sıkılır. Zira huzura çıkmasından bile rahatsız oldukları bu adam, huzura kabulle kalmamış, hitaba mazhar olmuş, fakat üstlendiği vazifeyi yapmadan ortadan kaybolmuştur.

Aradan zaman geçer, aynı adam çıkagelir. Müridan tepkilidir. Onlara göre, edepsizlik etmiştir ve şu an hangi yüzle buradadır, anlayamamışlardır. Lakin o kişi yine huzura çıkar ve “Hayırdır, nerelere kayboldun, verdiğimiz vazifeyi de yapmamışsın” diyen şeyh efendiye şöyle cevap verir:

Efendim, siz bana mescidi temizlememi emir duyurdunuz. Ben de mescide gittim. Fakat mescid tertemizdi. Temizlenecek hiçbir yer yoktu. Mescidde kir olarak bu kusurlu talibinizden başka bir şey göremedim. Bana verdiğiniz emirden anladım ki, temizlenmesi gereken mescid değil, benmişim. Ben de gittim, temizlendim, geri geldim.

Müridan şaşkındır. Aynı zamanda ibret ve muhabbetle o talebeliğe gelen şahsa bakmaktadırlar. Hem şeyh efendi hem de talebeler o yeni gelen talebeyi bağırlarına basar ve aralarına kabul ederler.

Evet, rüyayı dinlerken işte bu rivayet döndü durdu zihnimde. Nefsimin kusurlarına takıldı gözlerim. Temizlenmesi gereken yer o nüzhetgah mıydı, yoksa nefsime ait kusurlar mı düşünmeden edemedim.

Yorum bırakın