İKTİDAR & KOALİSYON

Düğün için hafta sonu Bursa’daydık demiştim. Gelin kızımız İnegöl ilçesinde olduğundan bahisle saat 11.00 gibi konvoyla yola çıktık ve İnegöl’e gittik. Gerekli vazifeler yapıldı ve tekrar Bursa’ya döndük. Düğün salonuna yaklaşıyorduk ki konvoy arasına başka bir düğünün gelin arabası girdi. Arabanın arkasındaki cümle ilginçti.

“Tek başına iktidardan koalisyona.”

Bizde dolaşıma sokulan ve çokça yaygın hale gelmekle önce dilimize pelesenk olup sonra da kalbimize ve davranışlarımıza yansıyan “zararlı” cümleler var. Yukarıdaki cümle de böyle bir cümlenin yansıması olsa gerek. Nedir o cümle? “Bekarlık sultanlıktır.”

Buradaki sultanlıktan kasıt da kafana göre takılma, hesap vermeme, bağlı olmama, sorumluluk almama gibi manalarla değerlendirilmektedir. Kadını/erkeği ve aileyi ise bir yük gibi gösterme, fıtrattan uzaklaştıracak, evliliği öteleyecek veya evlenmemeyi netice verecek şekilde dillerde ve kalplerde dolaşmaktadır.

Gelin arabasının arkasına yazılan cümle şaka olsun diye mi, laubalilik mi, bile isteye mi bilmiyorum ama yanlış. Evlilik fıtri bir ihtiyaç ve sünnet-i seniyyedendir. Zorunlu veya dünyevi uzlaşma ve menfaat konusu değildir. Efendimiz (sav), “Kim evlenirse imanın yarısını tamamlamış olur; kalan diğer yarısı hakkında ise Allah’tan korksun!”[1] buyurmuştur. 

Başka bir hadis-i şeriflerinde de “Nikâh benim sünnetimdir. Kim benim sünnetimle amel etmezse, benden değildir. Evleniniz! Zira ben, diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuz ile iftihar edeceğim.”[2] buyurarak dikkatlerimizi bir kez daha evlilik ve hikmetlerine çekmiştir.

Kaldı ki Rum suresi 21. ayette, “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” denilerek bekarlık değil de evliliğin nasıl bir saltanat olduğu gözler önüne serilmiştir. Zira Allah’a kulluk ve ona göre hareket edebilmek en büyük saadettir.

1800’lerde yayımlanan Aile dergisinin 17 Cemaziyelahir sayısında “Bir aile halkı küçük bir ümmettir” denilmektedir. Toplumun temeli, neslin ve kültürün devamı hep buraya bağlıdır. Ne var ki uzun zamandır aile üzerine yıkıcı çalışmalar yapılmakta, yanlış cümleler kullanıma sokularak hem kızların hem de erkeklerin bakışı bozulmaya çalışılmaktadır. Dergiye atıfla alınan cümlenin mana-yı muhalifi olarak, aile yoksa ümmet de yoktur.

Binaenaleyh şaka bile olsa aileyi incitici cümleler kurmamak, davranışlarımızı etkileyecek zararlı cümleleri dillendirmemek son derece önemlidir.

Şu cümleyle bitirmiş olalım: “Nikâh, insanın en fazla ihtiyacını tatmin eden, kalbine mukabil bir kalbin mevcut bulunmasıdır ki, her iki taraf sevgilerini, aşklarını, şevklerini mübadele etsinler ve lezaizde birbirine ortak ve gam ve kederli şeylerde de yekdiğerine muavin ve yardımcı olsunlar.”[3]


[1] Heysemî, IV, 252

[2] İbn-i Mâce, Nikâh, 1/1846

[3] https://oku.risale.online/isaratul-i-caz/sure-i-bakara-25#197

Yorum bırakın