KUR’AN-I KERİM VE MUHTASAR MEALİ

Dün akşam, başlıktaki konuyu merkeze alan bir konferanstaydım. Hayrat Neşriyat’ın meali mevzubahis oldu ve onun üzerinden bazı değerlendirmeler dinledik. Mübarek Ramazan-ı Şerif öncesi Kur’an’a bakan böyle bir mevzu hakikaten iyi geldi.

Malumunuz piyasada çokça meal var. Sebep? Kelamullah olan Kur’an’ın, muhatabı olan insanlar tarafından anlaşılması; Rabbimiz ne diyor bilinmesidir. Elbette, öyle olmalı, anlaşılmalıdır. Lakin Kur’an’a öncelikli muhatap Peygamber Efendimiz (sav)’dir. Ashab-ı Kiram ve alimlerdir. Bu cümleyi bahusus aşağıdaki cümleler için aldım buraya. Zira konuşmacımız, siyasetçi olmayan, Şumnu/Kalaycıköy doğumlu hocası Ahmet Davudoğlu’na atıfla şöyle bir bilgi paylaştı. Osmanlıda, vatandaş kafasına göre yorumlar çıkarıp kendisince değerlendirmelere girebilir endişesiyle meal çalışması yapılmamış. Çünkü meal, tefsir gibi çalışmalar yapmak ve Kur’an’dan hakkıyla istifade edebilmek için önemli bir alt yapıya ihtiyaç var. İnsanların önüne meal koyduğunuzda, o esasmış gibi davranıp onun üzerinden kendi altyapısı olmayan bakış açısıyla bir şeyler anlamaya ve ona göre amel etmeye çalışacaktır. Bu da sakıncalıdır. Mehmet Akif de bir meal yazmış, fakat sonra onu imha etmiştir. O da bu açıdan hatırlanabilir…

Bunları dinleyince zihnime günümüzdeki bazı tablolar geldi. Bugün doktor olsun, mühendis olsun, avukat olsun, oto tamirci olsun, berber olsun ona itimat ediyor, alanıyla ilgili onun yönlendirmelerine göre hareket ediyoruz. Halbuki din konusuna gelince işler değişiyor, her fert din uzmanı gibi davranıyor, aklını kullandığını söyleyerek meal üzerinden çıkarımlar/yorumlar yapmaya, bunu da “bu böyledir” diye sunmaya çalışıyor. Konunun uzmanları bu konuda ne demiş/diyor ona bakmayabiliyor.

Halbuki bu meselelerde de konunun mütehassıslarına danışılması ve diğer bütün bağlamlarıyla istifade edilmesi önemli olacaktır.

Akşama dönüyorum. Hayrat Neşriyat mealinin mukaddime kısmında bazı hususiyetleri anlatılıyor. Piyasada da ara ara meal kıyaslamalarına denk gelmişliğim olmuştu. Bu mukayeselerde de Hayrat Neşriyat’ın yayımladığı mealin selametli ve muteber olduğuna dair konuşmalarla karşılaşmıştım. Burada da ilk ağızdan teyit etme imkânı bulduk. Şöyle ki:

Öncelikle evet piyasada çokça meal var. Osmanlıda olduğu gibi endişeden dolayı meal çalışması yapmamak değil, daha doğru anlaşılmasına katkı sağlayacak bir iş yapmaya bağlı olarak üzerinde emek sarf edilen bir iş olmuş. Mealde muteber tefsir kitaplarından istifade edilmiş, bu kaynaklarda bulamayan hiçbir nükte -parantez içinde dahi olsa- yazılmamaya özen gösterilmiş. Kur’an’daki tahkik edatlarına ve atıflarda (و ve ف) farkına varıncaya kadar dikkat edilmiş, bu konuda sahabenin duruşundan mülhem net bir tavır ortaya konulmuş.

Yani Türkçenin akıcılığına uygun olmuyor deyip de herhangi bir nüktenin kaybına asla müsaade edilmemiş. Kur’an’ın üslubu ve Arapçanın ifadesi ne ise ona uygun hareket edilmiş. Buralarda velev birkaç tahkik edatı da olsa bunlar korunmuş, manaya ve murad-ı İlahiye bakan taraflarının kaybolacağı endişesiyle azami dikkat edilmiş. Ve bu meselede Fahreddin Razi’nin tefsirindeki açıklamalar önemli olmuş. Dediğim gibi muhtasar mealin mukaddimesinde açıklamalar var, bakılabilir.

Öne çıkan başka bir husus da isim ve fiil cümleleri konusu. Bu meseleye de ihtimam gösterilmiş; ayetlere, bu cümlelerin anlattığı nüktelerle bakmanın yolu açılmış. Kur’an Allah kelamıdır; her bir harfinde pek çok nükteler vardır ve olacaktır. Başka bir dile tercüme edilirken elbette manayı karşılamanın zorlukları olacaktır. İşte bu mealde, parantez içleri mukadder manalar yazılmakla, meal değil de adeta muhtasar bir tefsir çalışması yapılmıştır.

Son olarak da haşiyelerde Risale-i Nurdan cümleler bulmak mümkün. Zira böyle bir meal çalışması yapmak Bediüzzaman Hazretlerinin de arzusu olmuş, bu fikrini paylaşmış, indelhace, Risale-i Nur hakikatlerinin referans aldığı ayetlerle buluşacağı bir çalışma ortaya konulmuştur.

Şunu da yazmalıyım: Bu çalışmada geniş bir kitleye müracaat edilmiş, farklı açılardan görülerek değerlendirmeleri alınmış. onun bereketi de bu muhtasar meale yansımış…

Ramazan ayı geldi. Kavuşturan Allah’a hamdolsun. Bu ayda Kur’an tilavetleri, hatimleri yapacak, mukabelelere katılacağız. Bir taraftan da mealine bakmak, Rabbimiz ne diyor, bakmak güzel olur. Bu noktada Hayrat Neşriyat’ın muhtasar meali iyi bir çalışma olarak karşımızda duruyor. Ömürde bir kez de olsa baştan sona okumak kıymetlidir.

Akşamdan kalan bir cümle de şu oldu: Küçük çalışmalardan da olsa en az bir tefsir, bir hadis kitabı okumak önemli…

1 Comment

  1. Allah razı olsun abi dün akasamın harika bir özeti olmuş Allah a emanet olun Gölcük’ten Selamlar

    Beğen

Yorum bırakın